Budapeşte kesinlikle Avrupa’nın en eğlenceli şehirlerinden biri
ilk gittiğimde tek gün kalmıştım, hastaydım ve çok sıkılmıştım. Bir daha buraya da gelmem demiştim. Daha sonraları ucuz bilet ve macar arkadaşlarımın olması sebebiyle iki kere daha gittiğim ve her imkan olduğunda kaçmak isteyeceğim ikinci bir ev oldu bana.

NASIL GİDİLİR ?

Budapeşteye uçan firmalar arasında iki tane firma ön plana çıkıyor. http://wizzair.com ve yeni rotasını açan http://www.flypgs.com/ Öncelikle kısa gidişler için bagajsız uçacaksanız wizzairi kullanabilirsiniz. Fakat bavulunuz var ve bunla uçacaksanız dikkatli olmanız lazım. 2nci gidişimde 3 gün kalacağım için bir tane küçük bavul aldım yanıma ve küçük bavul parası ödedim. İstanbuldan uçarken sorun olmadı bir kutunun içine sığdırmam istendi boyutlarını aşıyor mu diye alete biraz itelemeyle girdi ve uçuşu gerçekleştirdim. Dönüşte ise bagajım aynı alete yine sığdı fakat 2 cm geçtiği söylenip 40 euro gibi bir miktar charge edildi. 40 euro bavula verdim ama ucuş 29 euroydu. insanın içini acıtıyor. 3uncu seferde ise pegasusu kullandım yeni hat açtıkları için fiyatlar oldukça uygundu. Biraz da biletimi erken almaya borçluyum.

Havalimanında para bozdurmaya hiç gerek yok. Bu hata bir kere yapılır ben yaptım siz yapmayın. Havalimanından şehir merkezine ulaşım için en uygun yol önce bir otobüs “200E” adlı otobüs arkasından da metroya binmek. Bunu yapabilmeniz için Transfer Ticket a ihtiyacınız var. Bavulunuzu aldıkdan sonra çıktığınız kapıdan sola dönerseniz hemen bir bilet ofisi var oradan kredi kartınızı kullanarak bilet alabilirsiniz. Buradan metro haritası  ve budapeşte haritası elde etmeniz mümkün. Transfer bileti almazsanız bir çok kişi gibi metroya binerken tekrar bilet almaya gönderilmeniz söz konusu olabilir bu hataya düşmeyin.

NEREDE KALINIR?

Bu soru tamamen sizle alakalı bir durum aslında nasıl bir konfor sağlamak istiyorsunuz. Budapeşte iki kısımdan oluşuyor Buda ve Peşte. Buda kısmı daha sessiz sakin , Peşte ise her şeyin olduğu kısım diyebilirim. Benim size tavsiyem eğer gece hayatına benim kadar düşkünseniz District VII – (VII Kerület) kısmında herhangi bir yer olabilir. Kiraly caddesi her taraftan bağlanan bir ana cadde. Ben en son Oktogon da Paprika Hostel diye bir yer de kaldım. Çalışanlar kafa elemanlardı hep muhabbet oldu. Ondan evvel de ise Elite Apartments diye bir nevi küçük ev tutmuştum. İkisinden de memnun kaldım. Booking.com veya Hostelworld.com da yeterince seçenek var.

NERELERİ GEZMELİ?

Aslında gezecek çok yer var. ben üçüncü gittiğimde bile halen gezecek yer bulabiliyordum. Öncelikle Buda tarafından başlıyalım.

Buda tarafında görülmesi gereken 2 tane ana mekan var. Birincisi Gellért Hill . Burası bir park ile orman karışımı bir tepe. Çık çık bitmiyor o yüzden ayakkabı seçimine ve havayı dikkate alın. Sıcakda yapılacak iş değil. Daha serin bir saati tercih etmenizi tavsiye ederim. Olayı ne derseniz Budapeşteyi en iyi gören yerlerden biri. Muhteşem resimler çekmek için bir numara yer.

Gellert Hill

Burayı bitirdikden sonra Buda Kalesine gidebilirsiniz. Buraya iki türlü çıkabilirsiniz ya sıra bekleyip Tramwayı kullanıp çıkacaksınız. Ya da hemen sol tarafdan yürüye yürüye işi biraz uzatıp çıkabilirsiniz. Yukarda sizi Kalenin dışında hediyelik eşya mekanları , yemek yerleri bekliyor olacak. Hatta burda ok bile attıran bir abi vardı hemen gittim 3-5 ok da ben salladımdı 🙂 Buda Kalesine çıktıkdan sonra sağa doğru giderseniz küçük bir şehir edasıyla bulunan dükkanlar var. Benim size tavsiyem o tarafa doğru gidin bir kaybolun. Çünkü bir daha Buda tarafına muhtemelen geçmezsiniz. Buda da kiralar daha pahalıymış. Daha yaşamaya elverişli bir yer olarak algılanıyor özellikle çocuklu aileler buradan ev tutmaya çalışıyormuş.

Geldik şimdi Peşteye. Hayat Peşte’de zaten. Öncelikle Kahramanlar Meydanı – Hösök Tere benim en sevdiğim mekanlardan biri neden bilinmez. Hiç bir olayı yok diyebilirsiniz ama burası Macarları oluşturan 7 Kavimi temsil ediyor. Arkasındaki granürlere bakarsanız tatar ve türklerle olan savaşlara ait granürler görebilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken söylemem lazım. Macarlar ile Türkler akrabalar ve dilleri çok birbirine benziyor. Ben macaristana gitmeden evvel 30 gün boyunca macarca çalıştım ve ne kadar çok işe yaradığını ve eğlenceli olduğunu söylemem gerekiyor. Pimsleur diye bir yöntem var denemenizi tavsiye ederim. Benzer kelimeler oldukça var çalıştıkça daha da çok görülüyor. Şu cümle özellikle çok ilginç zsebemben Sok alma van – Cebimde çok elma var.

Eğer Macaristana geliyorsanız kış bile olsa yanınıza mayonuzu almayı unutmayınız. Macaristan’da kaplıca tadında yerler bolca mevcut ve ben bir tanesine gitme şansı buldum yaptığım en iyi şeydi. Hemen Hösök Tere – Kahramanlar Meydanı arkadasında Széchenyi Thermal Bath bulunmakta. Burasının içinde çeşitli bölümler var . 2 tane termal havuz bir yüzme havuzu , sauna vs…  Kesinlikle gidilmeli. Bazı gecelerde burada Spa partyler de oluyor. Duyduğumda şaşırmıştım. Nasıl güzel oluyor mu bilmiyorum tam olarak ama turist ağırlıklı olduğunu düşünüyorum. Ama bir kere burada bulunursanız her geldiğinizde gideceğinize emin olabilirsiniz. Buraya ben şahsen uzun bir süre ayırırdım çünkü çok rahatlatıcı bir deneyim. Buradan çıkışta merak ediyorsanız bir hayvanat bahçesi ve müze var.  Széchenyi’den çıktığınızda acıkacağınız düşünüp üç önerim var . Bir büfe gibi bir yer var Langos satıyor. Langos bizim için biraz çi börek gibi ama içi boş üstüne kaşar , yoğurt gibi bir şeyler ve isteyene sarımsak suyu. Türk ağız tadına çok yabancı değil bence, ikinci alternatifiniz yol üstünde güzel bir hamburgerci var. Hamburgerleri fena değil. ben Sevdimdi buradaki Burger House gibi bir modeli var. En son alternatifiniz ise Gundel.  Budapeştenin en ünlü restorantı diyebiliriz. Ben yemedim burada ama bi daha gidince kesin denemeyi düşünüyorum.

Parlimento binasını görmeniz lazım. Ama mümkünse gece de görün derim. En azından önünden geçin ki benim birazdan bahsedeceğim barlardan bir tanesine gitmek için önünden geçiyorsunuz. Çok güzel ışıklandırması var. Sanırım avrupanın en büyük parlemento binası.

Buranın yakınlarında  2nci dünya savaşında öldürülen yahudiler için bir anıt yapılmış fakat bu anıt çok protesto ediliyor hatta ben giderken önünde protesto vardı. Bu anıt almanları suçlayan , macarları temiz göstermeye çalışan bir anıt. Fakat macar arkadaşlarımın anlattığına göre macarlar o kadar da temiz değillermiş. Protestoların sebebi de buymuş. Hazır konu yahudilerden açılmışken şehrin içinde bir jewish quarter mevcut barlar arasında dolaşırken kesin denk geleceksiniz zaten. Bir de Tuna nehri kıyısında bir ayakkabiların bulunduğu bir anıt da mevcut ben görmedim şahsen. İlgisini çekenler bakabilirler.  Bu arada walking toura ben katılmadım  macaristan’da ama katılınmasını tavsiye ediyorum zira dolaşırken bu gruplara denk geldim ve sinagogları falan anlatıyorlardı.

Bunun dışında görmeniz gereken yerler arasında St. Stephen’s Basilica var. Budapeştedeki en büyük katolik kilisesi.  (Buraya yakın bir yemek yeri önerim var aşağıya bakınız)

Vaci utca dedikleri çok ünlü bir caddeleri var. Bu cadde bizim İstiklal caddesi gibi bir yer. trafiğe kapalı ama bana sorarsanız bu caddenin sonundaki VörösMarty Square daha güzel. Yemek , hediyelik eşya ve geceleri müzik için uğranmalı derim. Bu arada kulağıma bazı hikayeler geldi özellikle vaci utcada kızların genç erkekleri kandırıp , restoranlara götürüp bizim Türkiye’deki pavyon gibi hesaplar getirdikleri konusunda. Türkiye’de yaşamış olmak bir çok konuda bağışıklık kazandırıyor ama yine de siz dikkatli olun.

Son olarak da Margaret Island görülmeye değer bir yer. Aslında kocaman büyük bir park. Geceleri bazı klüplerde burada bulunuyormuş. Benim gece hayatı tavsiyelerim genelde District VII. üzerine olacak. Bu arada Margaret islandın ilersinde aktarmayla Sziget Island var. Özellikle müzik severlerin olduğu bu festival Agustos ayında oluyor. Siz siz olun eğer Ağustos ayında macaristandaysanız sakın ama sakın kaçırmayın. Ayrıcana Bugac şehrinde her sene kurultaj adında bir Turan festivali düzenleniyor eğer ok,yay,at,şamanizm gibi eski dönem Türk kültürüyle ilgiliyseniz görmenizi tavsiye ederim.

Hala vaktiniz mi var Gülbaba türbesi, Terör Müzesi ve biraz daha uzakta olsa da Esztergon Kalesi

NE YENİR? NE İÇİLİR?

Benim için macaristan tamamen Goulas Goulas ve Goulas ! Goulas bir çorba : et patates ve havuc mevcut içerisinde ben bayılıyorum. 7 gün kalsam da 7 gün içerim. Fakat her yerde tad aynı değil mesela esnafdır iyidir diyip tren garında içtim o kadar iyi değildi. Size öncelikle bir yer tavsiye edeceğim gece yemeği için bence güzel fix menü var seçim yapıyorsunuz. Mekanın adı Cantin
özellikle Goulash denemenizi burda tavsiye ediyorum. Paprika Csirke yerel bir tavuk yemeği denenebilir. Macaristanın şarapları bayağı ünlü ve güzel. Ben çok şarap sevmememe rağmen bolca tükettim hatta dönerken şişe şişe almayı da unutmadım. Burda yemeğin yanına bir şarap iyi gider. Macaristanda iki şey kesinlikle içilmeli Şarap ve Palinka. Palinkanın çoğu zarar ama tadına bakın derim

İkinci önereceğim yemek yeri ise Basilicaya yakın. Kisharang – Éttermek Oktober 6 caddesinde. Burayı öğle yemeği için kullandımdı. Fiyatları bayağı uygun. Yerel yemekler denemek isterseniz deneyebilirsiniz. Burda da başlangıç olarak goulas içtim 🙂 Arkasından da sosili pilav yedim ama bunu denemeyin bir olayı yokmuş daha iyi şeyler var menüde.

GECE HAYATI

Kime sorsanız ilk vereceği cevap : Szimpla olacaktır. Burası Ruin barların en bilineni. Ruin bar bir konsept terkedilmiş binanın içine gereksiz ne kadar şey varsa itelenmiş sonra her odası ayrı ayrı bar yapılmış gibi düşünebilirsiniz. Kesinlikle görün derim. Szimpla da macardan çok turist olduğunu göreceksiniz. Biraz daha lokali için Instant bara gidebilirsiniz. Burada dans etme şansınız da var Szimpla’da pek dans olayı olmuyor. Yalnız Instantdaki dans mekanı aşağıda ve inanılmaz sıcak oluyor. Bunun dışında üçüncü önereceğim Ruin bar ise Morrison’s 2 Burası gördüklerimin arasında en efendisi en rahatı en güzeli diyebilirim. Ne Szimpla kadar büyük ne de Instant’dan daha az eğlenceli. Dans imkanı var hemde iki küçük salonda ister latin ister electronic imkanı. Daha ferah Instant kadar terletmiyor.

Bu arada bardan alışveriş yapsanız kendiniz alsanız bile tip bekleniyor. Hatta bir barda kredi kartıyla ödüyordum önce tip diye ekran çıktı oha oldum. Şaşırmayın oraya yanlışlıkla 4 haneli pininizi girip tiplemeyin.

Bunun dışında görmeniz gereken mekanlardan biri Aquarium. Şehrin merkezinde bir yer. Ister aşağıda yemek ve içki imkanı , ister sokakta gençlerle içmek yahut bir arka caddesindeki çeşit çeşit bar ve restoranlara uğrayabilirsiniz. Evet burda bile Goulas ictim .)

İçki konusunda genelde fiyatlar Türkiye’nin çok altında. Yerel biralar fena değil ve fiyatları komik bence. Konu şarap olunca macaristan bir cennet olabilir. Farklı içimleri de var. Örneğin Fröccs dedikleri bir olgu var bir ölçek şaraba bir ölçek soda gibi farklı ölçeklerde fröccsleri var. Roze hosszú lépés 1 roze 2 soda gibi farklı durumlar var. Deneyin derim. Ben rozesini denedim beğenmedimdi ama bir kere daha deneyeceğim ilerde.  Eğer şarap seviyorsanız  bir çok şarap evi gibi yerler var ve sadece şarap satıyorlar. size Doblo ‘yu önerebilirim. Dob ve Hollo caddelerin kesişiminde o yüzden de adı Doblo

Eğer aynı anda bizim nevizade gibi bir çok barı aynı anda görmek istiyorsanız.  :  Gozsdu udvar . Bu mekan bir pasaj gibi içinde bir tane küçük thai Wok da mevcut acıkan karınları doyurmaya birebir.

DÖNÜŞ

Aslına sorarsanız Budapeşte Viyana,Bratislava,Krakow,Prag gibi şehirlere çok uzak değil buradan bu şehirlere zıplanılması gerekli.

Sonuç olarak Macaristan , Budapeşte dönmek istemediğim , yaşanabilecek bir şehir…

*** Daha sonraki gidişlerimden extra bilgiler

*** La mimosa adında bir dondurmacı mevcut. Margaret köprüsüne yakın. İlan vermişler bu akşam açığız diye ve inanılmaz bir kuyruk vardı. Tavsiye edilir.

*** Subwaylerde değil ama tramvaylarda lokaller gibi biletsiz yolculuk yaptım. Özellikle Margaret İsland civarında hiç yakalanmadım. Cezayı üstlenmem ama tramvaylar biraz daha rahat duruyor.