Navigation Menu+

Norveç, Oslo

Posted on Jun 11, 2015 by in Norveç, Oslo |

Öncelikle uyarı!!! Burası gezdiğim en pahalı ülke. Japonya’dan bile pahalıydı.

NASIL GİDİLİR ?

Kaunas’dan ryan air ile 11 dolar gibi komik bir paraya bilet buldum. Uçağa binmeden lütfen Ne içilir bölümüne bir göz atınız!!!!

Rygge havalimanına iniş yapıldı. Her zaman yapılan ilk şey şehre inmenin en iyi yolunu öğrenmek için Information’a uğruyorum. ve bana A1 otobüs durağından şehir merkezine gidebilceğimi söylüyor. İkinci sorum ise nerde para bozdurabileceğim , Çünkü norveçde Norveç Kronu kullanılıyor. Inanmıycaksınız ama bu havalimanında para bozdurulacak bir yer yok. EEEEEE nasıl gidecem ben para olmadan diyorum araçta kart geçiyor diyor. Teknoloji sen nelere kadirsin.  Araçda hem dönüş hem gidiş biletini aynı anda alıyorum. Eğer ikisini beraber alırsanız biraz daha ucuza geliyormuş. Buradan dönecekseniz kesin beraber alın derim lakin bu ülke çok ama çok pahalı zaten.

 

NEREDE KALINIR?

Ben hani kaçtır diyorum ya hostellerde kalmaya başladım litvanya gezimden beri. Burda da hostelde kalmayı tercih ettim. Hostel için pahalı sayılabilecek bir meblağa kaldım bu hotelde. Geceliği sanırım 100 TLye tekabül gelen bir Kron ödedim. Ama inanın bana bu rakkam ucuz geldi.

NERELERİ GEZMELİ?

öncelikle bence bu şehrin ana caddesi Karl Johan caddesine gidiniz. Bu caddenin üzerinde yürürken mağazalar, publar, yemek yerleri , Oslo Kathedrali, City Hall ve Parlementoyu bir çırpıda görebilirsiniz. Ama bizim ilk amacımız kesinlikle Vigeland Heykel parkı. Ben şahsen gittiğim şehirlerde çok uzun mesafeler de olsa çoğu zaman yaya geziyorum. Hem bilgisayar oyunu gibi etrafımdaki karanlık haritayı açıyorum, hem de etrafı gezmiş oluyorum. Bu park çok güzel. Heykellerle dolup taşan bir park. Ve insanlar çimenlere yayılmış, köpekleriyle oynayanlarından tutun cheerleader kızların havalarda takla atmasına kadar bir çok şey gördüm bu parkta. Bu park biraz bana Amsterdamdaki VogelParkı anımsattı. Hoş Oslo tam bir kuzey Avrupa şehri, Amsterdam gibi.

Sürem çok kısıtlı ama yorgunum. Hostele dönüyorum. Oda arkadaşım bir norveçlı çıktı ve bana opera binasına gitmemi söyledi. Hostele yakın olduğu için hemen tekrar yorgunluğu sallamayıp dışarı çıkıyorum. Çok ilginç bir mimarisi var Opera binasının tepesine çıkıp karşı sahillere (norveçli arkadaş burda sahil yerine fjord kelimesini seçmesine rağmen daha bir sahil geldi bana) bakabiliyorsunuz.

Opera binası bir yarım ada gibi bir noktada. Bu noktanın iki tarafında da birer tane yarım ada mevcut. Bunların birisinde restoranların bulunduğu bayağı elit duran bir yer , diğer tarafında ise kale mevcut. Kalenin içinde gezebilirsiniz, Bazı müzelerde mevcut buranın içinde. Max Manus’un heykeli görünce way dedim ben şahsen. Bilmeyenler için Max Manus Nazilere karşı savaşmış bir kahraman.

Ertesi gün ise yapacak tek önemli şeyim vardı Munch müzesini gezmek. Benim bulunduğum tarihde Munch müzesinde Munch ve Van Gogh eserleri beraber sergileniyordu. Ben resim sanatından pek anlamam ama Van Gogh müzesinde delirmiştim. O yüzden bu müze gezisi de bayağı hoşuma gitti.

Bunun dışında bulunduğum zaman Oslo musikkfest’e denk geldim. Gerçekten bu konuda çok şanslıyım. Musikkfest manyak bir şey. Bir çok parkda,barda,tiyatro binasında sabah başlayıp akşama kadar süren konserler sinsilesi. Bu konserleri izlemek bir çoğunda ücretsiz. Örneğin barın etrafını bizdeki polis kordonu olan demirlerle çeviriyorlar. Sahne kurulmuş insanlar şarkı söylüyor. Eğer demir çerçeve içine girecekseniz , yanınızda sıvı sokamıyorsunuz ki içerde bardan alış veriş yapın diye. Onun dışında isterseniz kaldırımda geçerken durup da şarkınızı dinleyebilirsiniz. Kimse size yürü bekleme yapma demiyor. Aynı zamanda inanmıycaksınız bir Thailand festivali de vardı ona da denk geldim. Oslo için MüzikkFest iyi bir zaman. Sanırım Haziranın ilk Ctesi kutlanıyor ama araştırmakda fayda var.

NE YENİR? NE İÇİLİR?

Bu ülkede hiç bir şey yenip içilmez sanırım. Çok pahalı çook! Daha evvelden çeşitli araştırmalar yapıp bu

ülkenin pahalı olduğunu okumuştum ama aman nolcak ki diyordum. Ona rağmen Kaunas havalimanından cips,çikolata ve bir sandviç aldım. İyi ki almışım dedim. Bir öğünümü bunlarla kapadım. mc Donalds veya Burger Kingde bir menü Türk Lirası ile yaklaşık 30-40 TL civarında. Bir birayı 27 TL’ye bir yarım litrelik suyu 8-10 TL ye alıyorsunuz.

Eğer zengin değilseniz normal bir restorana girmek akıl karı değil. Biliyorsunuz Norveç Somonu ünlü, fakat bu somonu ülkenizde yemek daha akıllaca olur sanırım. Bir de balina eti gördüm ama tadmak nasip olmadı.

 

GECE HAYATI

İlk gün verdiği yorgunlukla içmiycem deyip kendimi Karl Johan caddesi üzerinde bulunan Public adlı barda buldum. Irish beer içtim. Guiness tadında ama siyah olmayan bir biraları var muhteşem bir tane içerim dönerim yerden çıkamadım durmadan içtim 🙂

İkinci gün ise önce Rock inn adlı mekana gittim ama hiç tutmadım. Norveç blackmetali falan ünlüdür ama bar bayağı boştu. Bu arada barlar genelde 8-9 da doluyorlar. Yazın bu saatlerde hava halen aydınlık. Normalde karanlıkda içen bizler için komik oluyor.  Rock inn iyi çıkmayınca soluğu Publicde irish beer içmekde aldım. Saat 11:30 -12 gibi artık Bla adındaki cluba gitmeye karar verdim. Muzikkfest kapsamında bir konser burda da mevcut. Normalde 50 Kron olan giriş 150 olmuş dediler. Bu mekana girebilmek için herhalde bir 30 dakka sırada beklemişimdir ama kesinlikle değer. Güzel bir atmosfer. Eğlence! Niye bir evvelki  gün gelmedim diye üzüldüm şahsen. Çıkışta hostele giderken bir dönercide yemek ve sabahın körüne alarm kurmak!

 

DÖNÜŞ

Dönüşü yine Otobüs terminalinden Rygge havalimanına yapıyorum. Elinizde eğer kron kaldıysa otobüse binmeden çevirmenizi öneririrm lakin hava limanında exchange ofis yok! Benim şansıma dönüş erkendi bu yüzden açık exchange ofis bulamadım. Mecburen freeshopdan hediyeye abandım. Lakin bankacı arkadaşlarım Norveç Kronunun exchangable olduğunu söylediler. Yani elinizde kalırsa TR’de bile bozdurabilirsiniz.

BENİM GÖZÜMDEN

Download mp3