Navigation Menu+

Estonya, Talin

Posted on Nov 17, 2014 by in Avrupa, Estonya, Talinn |

Ortaçağa yolculuk mu yapmak istiyorsunuz. Talinn tam bir zaman makinesi,

NASIL GİDİLİR ?

Estonya Talinn’e gitmek için iki ana yol mevcut diyebilirim. Bir tanesi finlandiya arasında çalışan vapurlar. Yaklaşık 1,5 saat falan sürüyor sanırım. Bu sebeple hafta sonları Finlandiya Helsinki’den bir sürkülasyon olduğu söyleniyor. İçki fiyatları Helsinki’de pahalı olduğu için buraya gelip içip dönmek finliler için daha ucuza geliyor.

İkinci yol ise benim takip ettiğim yol yani karayoluyla Riga üzerinden Letonya’dan ulaşmak. Riga’dan Talinn merkeze indiğimiz vakit öncelikle Otobüs termanilin içinden geri dönüş biletimi ayarladım çünkü dönüş uçağım Riga üzerindendi. Aynı zamanda bir harita edinip eski şehrin neresi olduğunu işaretlettim ve yaya olarak merkeze yürüdük. Düşündüğümden birazcık fazla sürdü ama yüküm ağır olmadığı için pek etkilemedi.

NEREDE KALINIR?

Booking.com yine en büyük yardımcım. Gelmeden evvel bir evi book etmiştim zaten. Sauna street üzerinde bir ev bulmuştum şu anda linki çalışmıyor malesef. Ev sahibesi bayağı bir garip kadındı açıkcası. Neyse yolda eve doğru yürürken beni 2- 3 kere arayıp ne zaman geleceğimi sordu oraya vardığım zaman telefonla kendisini geri aradım ve 5 dakika içinde kapıya gelip evi tanıttı. Tek sorun wireless evde çalışmıyordu.

NERELERİ GEZMELİ?

Talinn’de kaldığım süre içinde oldcity (eski şehir) kısmından dışarıya adımımı atmadım zaten pek de gerekmiyor sanırım. Her şey burda eğlence,bar,restoranlar. Öncelikle eskişehir meydanı. Meydanı ilk gördüğümde çok etkilendim. Bir çok ülkede böyle bir etkilenme olmaz bende normalde.  Burası kare şeklinde etrafı evlerle çevrili. Bu arada hemen bir detay Talinn tamamen bir ortaçağdan kalma izlenimi veriyor. Yollar şose hep, (topukluyla gelecek bayanlara önceden uyaralım :p ) ve hanlar mevcut. Bunun dışında meydanda bir turistik pazar kuruluyor. Burda yün eşyalardan tutun, postkartlarına, magnetler , deri malzemeler bir çok şey bulabilirsiniz. Şehir o kadar çok ortaçağki meydanda üzerinde chain-mail , kılıç ile gezen bir eleman vardı. Bu elemanla resim çektirebilceğiniz gibi chainmaili çıkarıp insanlara da giydiriyor. Şimdi yapmadığıma azıcık pişmanım. Şehir bayağı küçük özel bir yer söylemeye gerek yok aslında sonuçta dolanınca her yeri göreceksiniz. En çok yeme-içme yerlerinde oyalandım açıkcası.

Talinnin en bilinen benim aklıma kazınan figürü St Nicholas kilisesi. İkinci görülmesi gereken yer ise oldtownu yukardan gören bir nokta var. Resim çekmek için güzel bir nokta şehir zaten ufak hemen bulursunuz. Ben gittiğimde burda bir çocuk vardı turistik para satıyordu ama bayağı orjinaldi. Olay şu Estonyalılar delikli para taşımanın uğurlu olduğuna inanıyorlar. Burdaki eleman iki tarafıda boş olan bir para veriyor size öncelikle , iki tarafında çıkmasını istediğiniz kalıpları gösteriyor ve 2 tane seçiyorsunuz. Bunları bir düzenek içine yerleştirip size bir balyoz veriyor ve buyrun vurun diyor. İyi bir darbe ile bu iki kalıp paranın yazı ve turası olurken aynı zamanda ortasını da deliyor. Size bir ipe geçirip veriyor. Bence çok güzel bir souvenir. Kendi elinizle yaptığınız şans parası. Halen takıyorum. Uğur getiriyor mu diye soruyorsanız , İlk 3-5 gün her şeyim kötü gitti ama şimdi iyi :))

NE YENİR? NE İÇİLİR?

Yemek konusunda değişik tadlar mevcut. Bu kadar kuzeye kadar gelmişseniz ilk denemeniz gereken şey Geyik eti. Ama ondan önce size ilk gitmeniz gereken yeri söyleyim. III Drakoon .

Burada hemen bir geyik çorbası (elk soup) patlatın düşünmeden. Muhteşem bir tad. Kaşık boşuna aramayın çünkü burda herşey ortaçağ. Daha kaşık keşfedilmemiş :)) Çorbayı kaseyle dikiyorsunuz. Burada ikinci tavsiyem size sosis , Öküz sosisi yapıyorlar. İçerdeki satıcı kadın bayağı esprili biriydi. Bayağı geyik çevirdik. Bize turşu da alın dedi. ve fıçının birini gösterdi. Fıçının içinden turşuları almak için bir nevi mızrak var bunla turşuları tabağıma aldım. Kaşık yoksa çatalda yok. Sosisler içinde kürdan kullandık.

İkinci görülmesi gereken yer ise Drakoonun hemen yakınındaki han. Gerçekten bildiğiniz han burası . Biz gittiğimizde hava iyiydi dışarda oturduk ama mutlaka içeri girip dokarasyona da bakınız. Bu mekanın adı Olde Hansa ( sanırım eski han demek olsa gerek ) Buranın ballı birası ünlü. Tabiki han olduğu için bardakda değil bildiğin kapda geliyor bira. Biranın tadı fena değil, dark beer gibi ev yapımı alkol oranı biraz yüksek. Burda yemek yiyip geldiğimiz için yemek yemedik. Sadece kurutulmuş geyik eti söyledik. Biranın yanında çerez misali iyi gidiyor. Menüsü bir masal gibi design edilmiş burada. Burada yine geyik eti türevleri yemekler bulmak mümkün. Menüde dikkatimi en çok çeken şey ise Ayı etiydi. Denemek nasip olmadı malasef. Hem fiyatlar yüksek hem de toktuk. İsterseniz köşede market var. Konserve olarak ayı eti bulmak mümkün.

Bunun dışında başka bir gün , elk eti yemeye karar verdik bunun içinde Rataskaevu 16 daki restoranda yedik. Çok memnün kaldık. Buranın garsonları insan olamaz , bu kadar ilgiyi ancak kraliyet ailesi olsak görürdük. Burada elk eti ve özel bir biraları vardı ondan taddık.

Ve sabah kahvaltısı için eğer krep,pancake manyağıysanız size çok süper bir yer mevcut. Buranın adı da Kompressor. Efsanevi pancake evi olarak geçiyor. Kaçırılmayacak bir tad.

GECE HAYATI

Biz gittiğimizde gece hayatı konusunda zayıf olduğunu düşündük açıkcası. En çok gidip içtiğimiz yer Hell Hunt denilen bir mekan. Zaten en çok dolan yer orası. Bira alırken size soruyolar içerde mi içeceksiniz dışarda mı diye ? Ben ilk etapda manasız olduğunu düşündümdü. Dışardı gidenlere plastik bardak veriyorlarki dolaşırlarsa da içsinler, bardaklar bizde kalsın hesabı.

Ben gece hayatının zayıf olduğunu düşünüyordum. Riga’da kumarda kaybettiğim parayı çıkarayım diye düşünüp bir kumarhane bulduk ve içeri girdik. İçeri girerken 5 Euro ücret aldılar. Fakat ne resim çekildi, ne kimlik soruldu. Ne biçim kumarhaneymiş burası derken yanlışlıkla bir gece klübüne girdğimizi farkettik. Açıkcası içerde sadece bizle beraber 5 kişi vardı. İçerdeki müzik hoşuma gitti ve içmeye başladık. Normalde 5 kişinin olduğu yere girsem anında çıkarım ama müzik gerçekten güzeldi. Daha sonra klüp gecenin ilerliyen saatlerinde dolmaya başladı sanırım 12 gibi insanlar gelmeye başladı. İçersi doldu. Çok eğlenceli danslı bir ortama dönüştü. Tekrar gidersem kesin tekrar giderim bir saniye düşünmem. Bayağı eylendim. Ve yanlış olmasın hafta içiydi. Sabah 5-6 gibi clubdan dışarı çıktık. Bu arada klüpte içkiler biraz pahalıydı. önceden içip gitmekte fayda var . Mekanın adı :Club Hollywood.

Bunun dışında sayısız küçük bar, pub yerleri gezdik. Adamların eğlence anlayışı farklı. Bir küme insanın şarkı söylediği, koro şeklinde eğlenceler gördük. İlginçti.

DÖNÜŞ

Dönüş malasef geldiğim yoldan geri Riga’ya oldu. Ama vaktiniz varsa kesinlikle dönüş Helsinki üstünden olsun.

 

Download mp3